Com’un Tadı Damakta, Hatırası Yürekte Kaldı: Peki ‘Com’ nedir bilir misiniz?
Kastamonu köy kültürünün unutulmaz lezzetlerinden com, çocukluk hatıralarını ve doğal yaşamın sadeliğini bugünün insanına taşıyor.

Köyde karın doyurmak hiç dert olmazdı. Ne pişireceğini düşünmeden, ne varsa onunla doymayı bilen bir kuşak büyüdü Anadolu’nun topraklarında. Kastamonu’nun köylerinden birinden yükselen bu hatıralar da, işte o eski günlerin özlemiyle kaleme alınan satırların ürünüdür.
Damda Hayvan, Ağılda Kuzu, Kümeste Tavuk: Doğal Market Evimizin Bahçesindeydi
Eskiden köy yerinde market aramaya gerek kalmazdı. Damda bir inek varsa süt, yoğurt, kaymak elinin altındaydı. Ağıldaki koyun kuzudan et, kümesteki tavuktan yumurta eksik olmazdı. Doğa kendi kendini doyurur, köylü de ne varsa ona kanaat ederdi.
Kastamonu’nun köylerinde sabahları tarhana çorbası olmadan güne başlanmazdı. Özellikle kara cabada pişen ve üzerine ter ekmekten alınmış gevrek ekmekle yenen tarhana çorbası, yüzyıllardır değişmeyen bir geleneğin simgesiydi. Pirinç pilavı şehir sofrasına yakışırdı belki ama köyde fıstıklı mantarlı bulgur pilavının tadı bambaşkaydı.

İçilikli Börek ve Gısır Çörek: İmece Sofralarının Gözdesi
Köyde bir evde imece varsa, içilikli börek o gün fırından eksik olmazdı. Yufkalar tel makarna gibi incecik kesilir, tereyağı ve yumurta ile harmanlanır, ardından baklava gibi kat kat serilerek fırına verilirdi. Görenin ağzını sulandıran bu lezzet, imecenin yorgunluğunu unuttururdu.
Bir de “gısır çörek” vardı ki, yatsıdan sonra tereyağı ile ısıtılıp sıcak sıcak yenirdi. Çay bile gerekmezdi bazen. Tereyağı, köy ekmeği ve sıcaklık… Hepsi bir araya gelince tatlı tatlı doymak vardı sofralarda.

Com: Ekmek, Yoğurt ve Çocukluğun Masum Tadı
Gelelim esas konumuza: Com. Yeni nesil “.com” deyince interneti anlar ama Kastamonu’nun köy çocukları için “com” demek, bayat ekmekle yoğurdu birleştiren eşsiz bir lezzetti. Ekşi mayalı köy ekmeği küçük parçalar hâlinde yoğurdun içine doğranır, biraz da ayran eklenip hafif sulandırılırdı. İşte size com! Yeme de yanında yat şartusun..
Kastamonu Haber ekibimizden Ertuğrul Köse’nin konuştuğu köy sakinlerinden biri şöyle diyor: “Biz çocukken ‘bugün ne yiyeceğiz’ diye sormazdık. Bir dilim ekmeğe tereyağı sürer, bir yumurta kırar, ya da bir com yapar karnımızı doyururduk. Hem de nasıl doyardık!”
Ne zaman köye gitsem, hakiki ekşi mayalı köy ekmeği ve doğal köy yoğurdu varsa mutlaka doğrar com yapar yerim. Abartmayım envai çeşit şehir yemeğine değişmem bu basit ama lezzetli köy yemeğini… Sormuş olalım biz com derdik ama peki yoğurda ekmek doğramaya sizler ne dersiniz?
Meşhur Çavuş Emmi’nin sözü hâlâ dillerde: “Zenginler com yiyerek zengin oluyorlar!” diyerek kızardı com yiyen çocuklara. Ama aslında o da bilirdi bu karışımın lezzetini ve doyuruculuğunu.

Islatıp Yemek: Dağ Suyuyla Ekmek Lezzetini Zirveye Taşımak
Hayvana ya da okula giden çocukların en büyük azığı 2-3 dilim köy ekmeği olurdu. Özellikle dağda hayvan güdenler, yanlarına aldıkları somun ekmeği dilim dilim yapar, buz gibi akan dağ suyuyla ıslatıp yerlerdi. O somunun ağırlığı 1-1.5 kiloya yakın olurdu ama o tat hafifti, doyurucuydu.
Ertuğrul Köse, bu anıyı şöyle anlatıyor: “Bugün aynı ekmeği alıp aynı dağ suyuna tutsam bile o tadı bulamıyorum. Çünkü ekmekler değişti. O yüzden geçen yıl seyyar fırın aldık. Ekşi mayalı ekmek yapmak için. Ama yine de çocukluğumdaki lezzet yok. Çünkü o tadın içinde yoksullukla karışmış mutluluk vardı.”
Bugünün dünyasında bin bir çeşit ürün ve yemek arasında, köydeki sade yaşamın doyurucu hikâyeleri bambaşka bir tat bırakıyor insanın ruhunda. Com gibi basit bir tarifin ardında yatan emek, doğallık ve mutluluk; şehirde bulamadığımız huzurun tarifi belki de.
Kastamonu Haber ekibimiz olarak, bu kıymetli kültürel mirasları yaşatmak ve hatırlatmak için bu tür içerikleri sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Çünkü bazı tatlar sadece mideyi değil, ruhu da doyurur…