Çocukluğumuzun 23 Nisanları Daha Neşeliydi (Peki Eski 23 Nisanlar Nasıl Kutlanırdı? )
Bu zaman her şeye ve geçmişe özlemi artırdı, artırmaya da devam ediyor. Zaten hep geçmişi özlüyorduk pandemi ve karantina günleri daha da özler olduk. Herhalde bir birlerimizden uzaklaştıkça geçmişe hasret daha da artıyor.
Resimli, Sözlü, Özlü, Çok Anlamlı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun Mesajları
Digital veya teknolojik çağ geçmişi unutturamadığı gibi hatta daha da özlem duyduruyor bence..
Her 23 Nisan yaklaşırken çocukluğumun 23 Nisanları geliyor aklıma. Kısıtlı imkanlarla kutladığımız hatta her yıl yağan kar nedeniyle bir türlü kutlayamadığımız 23 Nisan. O 23 Nisanları hatırladıkça neşe doluyor insan.
Geçmiş; Her yıl başka hatırlatıyor kendini, hasretle, özlemle inanın çocuk olasım geliyor ve eski 23 Nisanlar canlanıyor gözümde devamlı..
Acaba neden olabilir ki?
Kastamonu Taşköprü Hocaköyü ilköğretim okulunda 5 sınıf aynı okulda ve 1 öğretmenimiz Lütfullah Ekim ve her yıl 23 Nisan’da merkezi yer olan Çiftlik Pazaryerine gider tüm çevre köylerden gelen öğrencilerle toplu olarak 23 Nisan kutlardık.
Demek ki o kadar güzel kutlarmışız ki hala hafızalarımızdan çıkmıyor. Hikayesi olan 23 Nisanlarmış o günkü 23 Nisanlar. 3 tane çocuğum var, her 23 Nisan’ı kameraya falanda çektik ama üç çocuğumda hatırlamıyor, anmıyor bile daha dünkü 23 Nisanlarını… Çünkü artık ruh yok, oyun yok, samimiyet ve doğallık yok 23 Nisanlarda..
TRT’nin eski 23 Nisan şenlikleri bile Halit Kıvanç’ın eşsiz sunumuyla gözlerimizin önünde canlanıyor hala nedense..
Eski 23 Nisanlarda; Oyunlar, şiirler, halk oyunları, skeçler, çuval yarışı, yumurta yarışı, ip atlama, futbol ne ararsan vardı. Sadece akıllı telefon yoktu ama çocuklar ve öğretmenler çok daha akıllıydı çok daha samimiydi ve çok daha doğallardı.
Çiftlik Pazaryerinde Koca Şaban emminin kahvehanesine kurulan akülü 37 ekran bir siyah beyaz Tv’den Pamuk prenses ve Yedi Yüceleri seyrederken heyecanlanır kendi aramızda da günlerce tekrar tekrar anlatır dururduk.
Yumurta yarışını kazanabilmek için büyük kaşık bulmaya çalışırdık veya tahta kaşık hafif yapıştırıcı da sürerdik ama öğretmenler hemen çakardı davayı ve yeni kaşıklarla yarıştırırlardı bizleri.
Bazen her türlü hazırlığı yapar gelir ama her yıl olduğu gibi 23 Nisanda kar çok şiddetli yağar ve bekler bekler ve çaresizce kutlama yapmadan üzülerek geri dönüverirdik köylerimize.
Hey gidi günler hey her geçen gün herşey değişirken her geçen gün geçmişe özlemimiz çok daha fazla artıyor nedense. Eskiden çok daha mı doğaldık acaba?
Evet eskiden fakirdik ama daha mutluyduk sanki. Alınan bir kara lastik öyle mutlu ederdi ki bizi; şimdi hakiki sıfır araba alsam o zamanki kadar mutlu olmuyor bizim yetiştirdiğimiz çocuklarımız.!
En zengin dediğimiz köylümüzün 5000’lik ford traktörü vardı veya fiat veya da jonderesi vardı.
Atı yani beygiri olan bayağı zengin sayılırdı. Ama en büyük zenginliğimiz çocukluğumuzmuş, doğallığımızmış, masumluğumuzmuş, mutluluğumuzmuş ve fakirliğimizmiş aslında. Bilememişiz kıymetini o zamanlar işte.
Niyazi mısri ne güzel ifade etmiş;
Derman arardım derdime
Derdim bana derman imiş
Burhan arardım aslıma
Aslım bana burhan imiş
Sağu solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyu
Ben taşrada arar idim
Ol can içinde can imiş…
İlk zamanlar elektrik yoktu köylerimizde. Sonraki yıllarda gelince TRT’de ki Dünya çocuklarını rahmetli Halit Kıvanç’ın sunumuyla izlemek heyecan verirdi 7’den 70’e herkese..
Evet çok farklıydı 23 Nisanlar.
Şimdiki çocuklar çok şanssızlar bence.
Neden mi?
Sokak yok, oyun yok, 23 Nisan yok, saklambaç yok, yağ satarım bal satarım yok, körebe yok, eski TRT yok, Halit Kıvanç abileri yok ve en önemlisi de ruh yok ruh…
Neyse biz çocukluğUmuzdan aklımızda kalan o meşhur şiirle bitirelim
Bugün 23 Nisan
Neşe doluyor İnsan
Nasıl sevinmesin insan
Bugün 23 Nisan
Vesselam