Böyle Milli Görüşçü Olunmaz! Peki Bir Milli Görüşçü Nasıl Olmalıdır
Hani Kemal Sunal filmlerinde genelde köy ağası vardır birde seçilmiş muhtar. Muhtar seçilmiştir ve devleti temsil eder ama hiç irade koyamaz. Fikir belirtemez. Kimseye karışamaz. Hep AĞA ne derse onu yapar ve onaylar. Köy AĞASI; Muhtar kendini dinlerse, her dediğini yaparsa, hatta “sataram ha köyü” dediğinde bile SİZ BİLİRSİNİZ diyorsa, işte bu muhtar köyün ağası için doğru adamdır.
Ancak muhtar Köy ağasını dinlemez devleti dinler, köylüleri ağaya karşı korur kollarsa o muhtar adam değildir ve kalleştir.!
Maalesef ama maalesef bizde de böyle!
Aslında Hepimiz “Köy Ağası’ olmak Lider-Genel Başkan ve YİK’in de ‘Muhtar’ Gibi Olsun İstiyoruz!
Şöyle bir örnekte verebilirim. Hani bir kişinin hiç parası yoktur. Ancak bu kişi; “Şu kadar param olursa hayır yaparım, şu kadar param olursa Cami yaparım, şu kadar param olursa fakirlere dağıtırım” der ama parası olunca benimle mi kazandınız der ya; işte Milli Görüşçülük de aynen böyle oldu. Alınan kararlar bizim dediğimizle aynı ise ve örtüşüyorsa bol bol Hayır yapıyoruz. Hatta kitabını bile yazıyoruz. Ancak alınan kararlar bizim kararımıza zıt ise, bana ne benimle mi kazanmış deyiveriyoruz. Yani, Genel Başkan- Lider ve YİK, “Benim” istediğim veya düşündüğüm gibi karar verirse veya onaylarsa; Genel Başkan- Lider ve YİK’ten iyisi, demokratı, adaletlisi, hakkaniyetlisi yok. Ancak; Genel Başkan- Lider ve YİK “Benim” düşündüğüm veya istediğim gibi karar vermese yandım gülüm keten helva.!
Vallahi böyle “MİLLİ GÖRÜŞÇÜLÜK OLMAZ BİLLAHİ OLMAZ.!”
Değerli Arkadaşlar: Bizler Kemal Sunal filmlerinde KÖY AĞASI rolünde oynamıyoruz haa. Onun için; Genel Başkan- Lider ve YİK’te MUHTAR rolünde asla değil ve olmamalıdır da.
Ben 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri öncesinde de defalarca; Bir Milli Görüşçü “Liderini Ya İkna Etmeli Ya da İkna Olmalıdır” vb. yazılar yazmaya çalıştım. İstişareler sürecinde herkes eteğindeki taşları döktü ve konuştu. Bunların neticesinde Genel Başkan- Lider ve YİK son kararı vererek, CHP çatısı altında bir seçime girdik. Doğru veya yanlış bir karar olabilir. Ancak karar verilmiş. Bize bu karara uymak düşer.
Şimdi de benzer bir durum yaşanıyor. Bu kez 2023 seçimlerinde, Genel Başkan- Lider ve YİK isabetli ve doğru karar verdi diye savunanlar şimdilerde Genel Başkan- Lider ve YİK yanlış ve taraflı karar verdi diye karşı çıkıyorlar.
Anlayacağınız tam KÖY AĞASI ve Muhtar durumu…
Aslında yok birbirimizden hiç farkımız? Hepimiz KÖYÜN AĞASI olmak ve MUHTARINDA bizim istediğimiz gibi kararlar almasını istiyoruz. Sonra da buna DAVA diyoruz. Allah hepimizi af etsin.. Hidayet ve Feraset versin.!
Zonguldak ile başlayan İstanbul ve Adana kongreleri ile zirveye çıkan 7 il kongresinin tamamında tartışma çıkmış ve iki taraf karşı karşıya gelmişti. Genel Başkan, YİK ve Milli Görüş Lideri tamamında aynı tarafın adayı üzerinde karar kılmıştı. Hatta İstanbul kongresinde Milli Görüş Lideri Oğuzhan Asiltürk ilk önce diğer tarafa aday olun demesine rağmen, son günde tamam siz çekilin tek aday olsun dediği konuşulmuştu. Ve hatta Adana kongresi, 1-2 defa muhalif aday kazanacak diye iptal edilmişti. Sonrasında yine iki liste yarıştı ama kazanan muhalefet adayı Ahmet Beyaz olmuştu. Ama kazanmasına rağmen başkanlık verilmedi ve orta yol bulunup başka bir isim başkan olarak atanmıştı. Yani şimdi Genel Başkan- YİK ve Milli Görüş Liderinin kararını sorgulayanlar bu 7 kongrede neden sorgulamamışlardı. Çünkü kendi adayları ve kararlarıyla birebir örtüşüyordu da onun için. Şimdi örtüşmüyor bakın nasıl itirazlar yapılıyor.
Chp ile ittifak kararı alırken, sayın Kemal Kılıçdaroğlu beyi Cumhurbaşkanı adayımız olarak açıklarken, Chp sıralarından kimin aday yapılacağına karar verilirken, İl kongrelerinde il başkanları belirlenirken alınan kararlar nasıl alındı ise, bu kongredeki Genel Başkanlık kararı da aynı şekilde alınmıştır. Mahmut Arıkan kararı yanlış ise, diğer tüm kararlarda yanlıştır o zaman.!
Aday adaylığı sürecinde kim aday olur diye yapılan değerlendirmelerde deniliyordu ki; Eğer YİK, Mahmut Arıkan isminde karar verirse, Birol Aydın bey mutlaka aday olur. Ama YİK, sayın Birol Aydın ismini açıklarsa sayın Mahmut Arıkan bey kesinlikle aday olmaz. Demek ki bu tahminler doğru imiş. Ben bizim partide, ocu bucu şucu oluşumlarını hiç sevmedim ve sevmeyeceğimde. Şahsen burada Mahmut Arıkan isminden ziyade, YİK’in aldığı karara eyvallah diyorum.
Aday adaylık sürecinde benim gönlümdeki başkan adayı farklı nedenlerle farklı bir isimdi. Şimdi gönlümdeki aday olmadı diye bende mi isyan bayrağı çekeyim?
Ben bugüne kadar sayın Mahmut Arıkan beyin aday olmak istiyor, gruplaşıyor, teşkilatları kendi adamlarından seçiyor vb. hiç bir olumsuz yönünü duymadım. Duyanda yoktur herhalde. Zaten böyle de olması gerekmiyor mu? Onun için YİK böyle uygun görmüş, BİZ teşkilatlara da bu karara uymak düşer.!
Tam 40 sene LİDER NE KARAR VERDİYSE, “AMENNA VE SADDAGNA” diyen; Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Yasin Hatipoğlu, Süleyman Arif Emre, Lütfi Doğan, Fehim Adak, Ahmet Tekdal, Şevket Kazan vb. gibi olabilmek çok mu zor ya? Bu muhterem büyüklerimizin hayatları bize örnek olmadıysa niçin hocamızın sadık dava arkadaşları ve örnek insanlar diye anlatıyoruz ki o zaman? İlla Genel Başkan olarak mı hizmet etmek gerekiyor bu davaya? Bu saydığım muhterem büyüklerimiz hep istişare ile alınan kararlara saygı gösterdikleri için hem biz Milli Görüşçüler tarafından hem de toplum tarafından takdirle karşılanmış ve ölümlerinde bu topluma örnek olarak gösterilmiş kişilerdir. Liderin kararına karşı çıkanlar ve nefsi davrananlar ise sessizce ölüp gitmişler ve kısa zamanda unutulmuş kişilerdir. Korkut Özal ve Mehmet Keçeciler vb. isimleri hatırlayan var mı şimdilerde? Ne olur Allah rızası için kararlarımızı gözden geçirelim ve Pazar günü Ankara’da birlik beraberlik, heyecan ve neşe içinde kongremizi yapalım inşallah.
Bu vesile Saadet Partimizin 9. Olağan Kongresinin hayırlara vesile olmasını ümit ediyor, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Selam ve dua ile…