Kıyamet Günü Nedir (Kıyamet Günü Allah’ın Gölgesinde Kimler Gölgelenecekler?)

Buhari ve Müslim’in Ebu Hureyre (ra) dan rivayet ettikleri bir Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor:

Yedi sınıf insan vardır ki, Allah Teala onları kendi (arşının) gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı (kıyamet) gününde arşının gölgesinde gölgelendirir: Adaletli yönetici, Allah’a ibadetle büyüyen genç, Kalbi camilere bağlı kimse, Allah cc için birbirini seven, bu uğurda bir araya gelip bu sevgi ile ayrılan iki kimse, Mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından birlikte olmaya çağrıldığı halde, “Ben Allah’tan korkarım” cevabı ile karşılık veren kimse, Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse, Tenha yerde Allah’ı anarak gözleri yaşla dolup taşan kimse”. (Buhari ‘Ezan’ 36-Müslim ‘Zekat’ 30).

Bu yedi sınıf insanı açıklayalım ki bizler de onlar gibi olmaya çalışalım inşallah:

1- Adaletli Yönetici.

Adalet, her şeyi layık olduğu yere koymak, doğru hüküm vermek, haksızlıktan ve taraf tutmaktan sakınmak anlamına gelir. Adaletle herkes yükümlüdür. Adaletin hakim olduğu yerde huzur vardır, mutluluk vardır, güven vardır. Ailede baba adaletli ise, o ailede, mutluluk, huzur, güven, sevgi ve saygı vardır. Ama aile reisi baba adaletli değil de, çocuklar arasında adil değilse, her birine farklı farklı davranıyorsa, birini birinden üstün görüyorsa, o aile mutsuz, huzursuz, güven veren bir aile değildir.

Babanın ailedeki rolü ne ise yöneticinin de toplumdaki rolü aynıdır. Hatta toplumun birlik ve beraberliğini, aralarındaki sevgi ve saygı bağlarını güçlendirmek açısından yöneticinin rolü daha da önemlidir. Toplumun her bir ferdine hem manen hem madden aynı uzaklıkta olmalı yönetici. Cenab-ı Allah cc şöyle buyuruyor:

“Şüphesiz Allah cc size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder. Hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Düşünmeniz için size böyle öğüt verir”. (Nahl 90).

Başka bir ayette Allah cc şöyle buyuruyor:

“Allah cc size mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah cc size ne kadar güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah cc, her şeyi işitici, her şeyi görücüdür”. (Nisa 58).

İnsan genelde iki şeyin etkisiyle haksız/adaletsiz hüküm verir.

Bunlardan biri maddi çıkardır. Bu da sağladığı maddi çıkar veya aldığı rüşvettir. Bunlardan dolayı hüküm verildiği zaman da haklı haksız, haksız haklı, doğru yanlış, yanlış doğru olarak nitelendirilir ki bu da toplumun ifsadına neden olur. Halbuki Peygamber Efendimiz (sas) bir hadisinde:

“Rüşvet alan da veren de Cehennem’dedir” (Taberani) buyuruyor. Ayrıca Peygamber Efendimiz (sas) rüşvet alana da verene de lanet etmiştir (Ebu Davud ‘Akdiye’ 4).

İnsanı adaletsizliğe sevkeden hususlardan ikincisi de duygusal davranmalarıdır. Hakkında hüküm vereceği veya şahitlik yapacağı kimse akrabası, arkadaşı veya herhangi bir yakını ise duygusal davranıp taraflı hüküm verebilir. Bu da toplumun ifsadına yol açar ve zulümdür.

Yeryüzünün düzeni adaletle sağlanır. Adalet ahlaki bir erdemdir. Kıyamet günü Allah’ın cc en çok değer vereceği kişilerin adil yöneticiler olduğu Peygamber Efendimiz (sas) tarafından şu hadisle bildirilmiştir:

“Kıyamet gününde insanların Allah’a en sevgili olanı ve Allah’a en yakın makam ve mecliste bulunanı adil yöneticilerdir” (Tirmiz’i ‘Ahkam’ 4).

2- Allah’a İbadetle Büyüyen Genç.

İnsan hayatı üç evreden ibarettir: Çocukluk, gençlik ve yaşlılık. Çocukluk döneminde dini hükümlerle yükümlülükleri yoktur. Ergenlik çağında mükellefiyet başlar. Genç bir kişi sağlığı, gücü, kuvveti yerinde, zorluklarla mücadele edebilecek seviyede olur. İbadeti daha bir aşk ve azimle yapar. Temizliğini, vakti iyi kullanmayı ve yaptığı her işi titizlikle yapar. Ama insan yaşlanınca refleksi azalır, dikkati dağılır, titizliği zayıflar, temizliğine fazla dikkat edemez olur. O yüzdendir ki gençken yapılan ibadet daha değerli ve kıymetlidir. Geçen zaman gibi gençlik de geri getirilemeyeceğine göre o halde gençliğin kıymeti bilinmeli ve dolu dolu ibadetle geçirilmelidir.

3- Kalbi Camilere Bağlı Kimse.

Camiler müslümanların toplanıp ibadet etme yerleridir. Namaz kılmak İçin, sorunları konuşup çözüm yolları bulmak için, önemli gün ve gecelerde dua ve niyazda bulunmak İçin müslümanların yegane adresidir camiler. İslam devletinin temelleri camilerde atılır. Cemaatle kılınan namazın sevabı, münferit/tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha sevap olduğu hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. O yüzdendir ki bir müslüman cami ile irtibatını kesmemeli özellikle beş vakit namazını camide cemaatle kılmaya özen göstermelidir.

4- Allah cc İçin Sevmek.

Sevgilerin en güzeli Allah cc için sevmektir. Müslüman müslüman kardeşini bir menfaat gözetmeden, ondan bir karşılık beklemeden sadece Allah cc rızası için sevmelidir. Menfaate dayalı sevgi, menfaat bittiğinde çabuk biter. Müslüman din kardeşini dinini yaşadığı için, dinine hizmet ettiği için sever. Müslüman dinini yaşayan din kardeşini, dinini yaşamayan kan kardeşine tercih eder.

Bir Müslümanın Allah’ı, Peygamberi, ehl-i beyti, sahabeyi sevmesi dininin gereklerindendir. Bunları sevmeyen bir müslüman düşünülemez.

Allah cc için sevmekle ilgili Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor:

Allah cc buyuruyor:
“Benim hoşnutluğum uğrunda sevişenler için, peygamberlerin ve şehitlerin bile imrenecekleri derecede nurdan kürsüler vardır” (Tirmizi ‘Zühd’ 53).

Ne mutlu birbirlerini Allah cc için sevenlere.

5– Allah cc Korkusu.

İnsan nefsi canının istediği her şeyi yapmak, konuşmak, yemek, içmek ister. Halbuki biz müslümanlara her şey helal değildir. Bunları Allah cc bize Yüce Kitabında, bildirmiş, Rasulü vasıtasıyla da bize örneklendirmiştir. Bunu da biz insanlar cüz’i irademizle tetkik ederiz. Yaptığımız kötü işlerin karşılığının Cehennem azabı olduğunu bilir, Allah cc korkusundan dolayı da onlardan sakınırız.

Biz Allah’ı çok severiz, en çok sevilmesi gereken O olduğu için. Biz Allah’tan çok korkarız, en çok O’ndan korkulması gerektiği için.

6- Gizli Sadaka Vermek.

Rabbimiz Teala vetekaddes hazretleri Yüce Kitabında:

“Sadakaları açıkça verirseniz o, ne iyi olur. Yok eğer onları gizler de öyle fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızın bir çoğunun bağışlanmasına sebep olur. Bilin ki Allah cc her ne yaparsanız hepsinden haberdardır” buyuruyor. (Bakara 271).

Sadaka açıktan da gizliden de verilebilir. Ancak, açıktan verilen sadaka gösterişten uzak, başkalarını da teşvik amaçlı olmalıdır. Gizli verilen sadakaya hem gösteriş, riya karışmaz, hem de fakirin gururu incinmez. Verdiğimiz sadakanın ecir ve sevabını Allah’tan beklediğimize göre başka birinin görmesine ve bilmesine gerek yok.

Sadaka haricindeki zekatı ise açıktan vermek daha faziletlidir. Zekatı açıktan vermek hem töhmeti ortadan kaldırır, hem de Allah’ın cc emrine uyulduğunu gösterir. Allah cc bununla ilgili olarak şöyle buyuruyor:

“Onların mallarından sadaka (zekat) al. Bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin” (Tevbe 103).

7- Tenha Yerde Allah’ı Anarak Gözleri Yaşarmak.

Allah cc her zaman ve her yerde anılabilir/zikredilebilir. Ancak tenha ve ıssız bir yerde Allah’ı anmak/zikretmek riya ve gösterişten uzak olduğu için daha faziletlidir. Tenha bir yerde Allah’ı anarak göz yaşı dökmek, hem Allah’tan korkmanın alameti, hem de O’na duyulan derin bir sevgi ve saygının ifadesidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor:

“Allah cc katında iki damla ve iki izden daha sevimli bir şey yoktur: Allah cc korkusundan dolayı akan yaş ve Allah cc yolunda dökülen kan damlaları. İki ize gelince: Allah cc yolunda (savaşırken) alınan yara izleri ile Allah’ın cc farzlarından birini ifa ederken meydana gelen izlerdir”. (Tirmizi ‘Cihad’ 26).

Allah cc korkusundan ağlamakla ilgili pek çok hadis-i şerif var. Bunlardan birinde Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor:

“Sağılan süt memeye girmediği gibi Allah cc korkusundan ağlayan kimse de Cehenneme girmez. Allah cc yolunda savaşırken meydana gelen tozla Cehennemin dumanı birleşmez” (Tirmizi ‘Cihad’ 😎.

Peygamber Efendimiz (sas) bu yedi sınıf insanın kıyamet günü peygamberleri bile imrendirecek bir mertebeye yükseleceklerini, Allah’ın cc (arşının) gölgesinde gölgelenme şerefine ereceklerini müjdeliyor.

Ne mutlu bu yedi sınıf insanın içerisinde olabilenlere.
Allah cc hepimizi ve tüm mü’minleri bu müjdeli kişilerden eylesin. (Amin).

Bekir AYDIN
İlahiyatçı Yazar