enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Tarihin Sessiz Tanığı Hamza Ağa Camii: Candaroğulları’ndan Günümüze Uzanan Miras

Kastamonu’nun Akmescit Mahallesi’nde yer alan Hamza Ağa Camii, Candaroğulları döneminden günümüze ulaşan nadir tarihî eserlerden biridir. Ahşap mimarisi, taş kaidesi ve özgün süslemeleriyle kentin kültürel mirasında önemli bir yere sahiptir

Tarihin Sessiz Tanığı Hamza Ağa Camii: Candaroğulları’ndan Günümüze Uzanan Miras
23 Kasım 2025 09:11
A+
A-

Kastamonu Haber ekibimiz, Candaroğulları devrinin önemli yapılarından biri olan Hamza Ağa Camiinin tarihini, mimarisini ve geçirdiği restorasyon süreçlerini yerinde inceledi.

Köklü Bir Tarihin İzleri: 1446’dan Günümüze Hamza Ağa Camii

Kastamonu Akmescit Mahallesi Hamzaağa Sokak’ta yer alan Hamza Ağa Camii, kentin tarihî dokusunu günümüze taşıyan en özel yapılardan biridir. Hicrî 850, miladî 1446 tarihli vakfiyede yer alan bilgiye göre cami, Candaroğlu İsmail Bey döneminde sarayda haremağası olarak görev yapan Abdullah oğlu Hamza Ağa tarafından yaptırılmıştır. Bu yönüyle cami yalnızca bir ibadethane değil, aynı zamanda Candaroğulları’nın kültürel ve mimari anlayışının önemli bir temsilcisi durumundadır.

Caminin tarihî kimliğinin güçlü şekilde korunmuş olması, hem Kastamonu halkı hem de bölge kültürü açısından büyük bir miras niteliği taşır. Yüzyıllardır ibadete açık olması da yapının şehir yaşamıyla bağını hiç koparmadığının göstergesidir.

Ahşap ve Taşın Zarif Uyumu: Yapısal Özellikler

Hamza Ağa Camii mimari açıdan oldukça zengin bir yapıdır. Duvarları taş malzemeden inşa edilmiş olup sonradan eklendiği anlaşılan son cemaat yeri ile kuzey cephesi tamamen ahşaptandır. Son cemaat yerinde sağlı sollu iki ayrı oda bulunması, bu caminin dönemine göre işlevsel bir tasarımla yapıldığını gösterir.

Harim bölümü 9,50 × 12 metre ölçülerine sahip olup duvar kalınlığı 1,60 metre gibi oldukça sağlam bir yapıya işaret etmektedir. Tavan ve döşeme tamamen ahşap yapıdadır, bu da caminin geleneksel Türk mimarisini güçlü biçimde yansıttığını ortaya koyar.

Caminin cümle kapısı ise taştan yapılmış kemerli bir girişe sahiptir. Yapıdaki taş ve ahşap bütünlüğü, Osmanlı öncesi ve erken Osmanlı mimarisinin bölgedeki nadir örneklerinden biridir.


Sanatın İnce İşçiliği: Mihrap ve Ahşap Minber

Hamza Ağa Camii’ni öne çıkaran en dikkat çekici özelliklerden biri, harim bölümünde yer alan alçı mihraptır. Mihrap üzerinde arı peteğini andıran geometrik süslemeler bulunur. Bu süslemeler, dönemin estetik anlayışını yansıtan son derece değerli örneklerdir.

Caminin ahşap minberi de ayrı bir sanat eseri niteliği taşır. Minber kapısı üzerindeki Besmele ve “Allahü Teâlâ Kerim kitabında buyurdu ki” anlamına gelen Arapça kitabe, 1962 yılında Fehmi Özalp tarafından özenle yazılmıştır. Bu özellik, caminin farklı dönemlerde de sanatkârane dokunuşlarla yaşatıldığını gösterir.

Harim girişindeki ahşap mahfil, caminin iç mekân düzenlemesine ayrı bir derinlik katar. Mahfilin ön kısmında görülen eski boya izleri, geçmişte burada detaylı süslemeler bulunduğuna işaret eder.

Revzenli Pencerenin Sırlı Güzelliği ve Ahşap Minare

Caminin en özgün mimari unsurlarından biri, mihrap üzerinde yer alan revzenli penceredir. Bu pencerede hicrî 1141 tarihi bulunur. Revzenli pencere formu, Anadolu’daki camilerde nadir rastlanan bir tasarım olup yapıya özel bir estetik katar.

Minare, taş kaideli olup gövdesi tamamen ahşaptandır. Ahşap minare geleneği, özellikle Kastamonu ve çevresindeki eski camilerde kendini gösteren karakteristik bir unsurdur. Bu minare, yüzyıllardır ayakta kalarak bölgenin ahşap ustalığını gözler önüne sermektedir.

2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmasında, yapının kaymasını önlemek amacıyla doğu cephesine üç adet beton payanda eklenmiştir. Bu müdahale, caminin güvenli şekilde geleceğe taşınması için önemli bir adım olmuştur.

Candaroğulları’ndan Miras Kalan Yaşayan Bir Kültür Varlığı

Hamza Ağa Camii, Candaroğulları devrinde inşa edilmiş olup bugün hâlâ Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde bulunan önemli tarihî eserlerden biridir. İbadete açık olması, hem dinî hem de kültürel bir yaşam alanı olarak varlığını sürdürmesini sağlar. Kastamonu’nun tarihî siluetinde önemli bir yeri bulunan bu cami, her yıl yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Kastamonu Haber ekibimizden Ertuğrul Köse, caminin mimari zenginliğinin yanı sıra bölge halkı için manevi ve kültürel bir sembol olduğunu gözlemlemiştir. Hamza Ağa Camii, yalnızca bir ibadethane değil; geçmişten bugüne aktarılan bir hafıza, bir tarih ve bir estetik mirastır.

Kastamonu’nun Hafızasını Yaşatan Eserlerden Biri

Hamza Ağa Camii, tarihî kimliği, ahşap mimarisi, ince işçiliği ve korunan özgün yapısıyla Kastamonu’nun kültürel dokusunun önemli parçalarından biridir. Candaroğulları döneminden beri ayakta kalan bu kıymetli eser, hem mimari hem de tarihî bakımdan kentin kimliğini yansıtmaya devam etmektedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.