enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

“Kastamonu Taşköprü Kadar Nüfuslu Kasaba, Türk Futboluna Sistem Dersi Veriyor: İşte Bodø/Glimt’in İbretlik Hikâyesi”

5 milyonluk Norveç’in kutup dairesinin üzerindeki 50 bin nüfuslu Bodø kasabası, 7 yıldır aynı hocayla Avrupa devlerini sarsıyor. Nüfusu Kastamonu Taşköprü’den biraz fazla olan bu şehir, Türkiye’ye yalnızca bir maç değil, bir sistem dersi veriyor.

“Kastamonu Taşköprü Kadar Nüfuslu Kasaba, Türk Futboluna Sistem Dersi Veriyor: İşte Bodø/Glimt’in İbretlik Hikâyesi”
23 Ekim 2025 13:53 | Son Güncellenme: 23 Ekim 2025 14:09
A+
A-

Kastamonu’nun Tosya ve Taşköprü ilçeleri kadar nüfusa sahip Norveç’in Bodø kasabasından çıkan Glimt, 7 yıldır aynı teknik direktörle Avrupa devlerini yeniyor. Galatasaray’la eşleşen bu küçük kasaba takımı, Türkiye futboluna sistemin gücünü hatırlatıyor.

Kuzeyin Soğuğunda Doğan Bir Hikâye

Norveç’in kuzeyinde, kutup dairesinin hemen üstünde yer alan Bodø, sadece 50 bin nüfuslu bir kasaba. Futbol oynamak için elverişsiz hava şartlarıyla tanınan bu topraklarda, insanlar uzun kış gecelerini aşmak için bir tutkuya sarılmış: futbol. Ancak bu futbol, Türkiye’deki gibi günü kurtarma değil; sabır, disiplin ve aidiyet üzerine kurulu bir sistemin ürünü.

1971’e kadar kuzey takımlarının en üst lige alınmadığı Norveç’te Bodø/Glimt, uzun yıllar “asansör kulüp” olarak anıldı. Küme düşmeler, maddi sıkıntılar, dar kadro… Derken 2017’de kulüp radikal bir kararla sil baştan yapılanmaya gitti. Yeni menajer Frode Thomassen ve akademi sorumlusu Gregg Broughton, temel sorunu net koydu: “Aidiyet yok, plan yok, sistem yok.” Ve her şey o noktadan sonra değişti.

Bir Kasabanın Devrimi: 7 Yıl Aynı Hoca, Aynı Oyuncular

Kulüp, “İskandinav kimliğiyle sürdürülebilir futbol” modeline geçti. Kadroda yabancı sayısı neredeyse yoktu. Oyuncuların büyük kısmı kendi altyapısından yetişti. Bu değişimin merkezinde bir isim daha vardı: eski savaş pilotu Björn Mannsverk. Takımın küme düştüğü dönemde mental koç olarak göreve getirildi. Futbolcuların morali yerlerdeydi. Kaptan Ulrik Saltnes bile “Artık dayanamıyorum, futbolu bırakıyorum.” diyordu. Ama Mannsverk pes etmedi. Bir yıl sonra aynı Saltnes, 15 golle takımını yeniden birinci lige taşıdı. Artık kulüpte bir kültür doğmuştu: “The Ring” adlı uygulamayla her gol yediklerinde halka oluşturup birbirlerini suçlamak yerine hatalarını açıkça konuşuyorlardı.

Bir Sistem Nasıl Büyür?

Teknik direktör Kjetil Knutsen, 7 yıldır takımın başında. Aynı oyuncularla, aynı oyun anlayışıyla, aynı felsefeyle büyüyen bir takım yarattı. Bu istikrar, sadece sahada değil ekonomide de meyvesini verdi:
• Güncel kadro değeri: 60,73 milyon euro.
• Galatasaray ve Fenerbahçe’nin yalnızca 5’te biri.
Ama fark şu: Sistem oynuyor, yıldızlar değil.
Bu küçük kasaba, son dört yılda 2020, 2021, 2023 ve 2024 Norveç şampiyonu oldu. Avrupa’da Roma, Celtic gibi takımları yendi. Bu yıl Şampiyonlar liginde oynuyor ve ilk yenilgisini Galatasaray’dan aldı.

 

Türkiye’ye Futbol Dersi

Galatasaray’ın stadyumu 52 bin kişilik. Yani Bodø’nün tüm nüfusu bile tribünleri dolduramıyor. Ama işte tam da burada ibretlik bir tablo var. Türkiye 85 milyonluk bir ülke. Yüzlerce kulüp, milyonlarca taraftar, dev bütçeler… Ama bir Bodø/Glimt kadar istikrarlı, sistemli, sabırlı bir takımımız yok. Biz sürekli “hakem hatası”, “Yapı”,“transfer başarısı” tartışırken, Norveç’in karlar altındaki bu kasabasında insanlar bir planı, bir vizyonu sabırla inşa ediyor. Demek ki küçük bütçelerle de Şampiyonlar liginde mücadele edilebiliniyormuş. GS ve FB futbol takımları için 350 milyon euro para harcamışlar ama tüm yorumcular bu bütçeler yetersiz, daha bir kaç transfer yapmaları gerekiyor diye konuşuyorlar.

Galatasaray, kadro değeri 350 milyon euroyu aşan bir takım. Osimen, Mauro Icardi, İlkay Gündoğan, Torreira, Lemina, Sanchez, Leroy Sane… Avrupa’nın sayılı yıldızlarıyla dolu bir ekip. Ama maçtan önce Bodø/Glimt karşısında kimse “rahat kazanırız” diyemedi.

Maçtan önce de böyleydi, maç sırasında da…

Galatasaray 65. dakikada 3-0 öne geçmişti, skor tabelasında fark vardı ama kimse “bu maç bitti” diyemedi. O an bile tribünlerde bir tedirginlik, bir tereddüt vardı. Hatta hepimizde bir endişe vardı. Çünkü herkes biliyordu: Bu kasaba takımı pes etmeyecek, ve etmedi de.

Ve işte tam da bu nokta, Türk futbolu için bir kırılma anıdır. Kesinlikle olmalıdır da.
Bizim başımızı taşlara vurmamız gereken yer tam burasıdır. Düşünün; eğer Türkiye’de bir takım 65. dakikada 3-0 geriye düşseydi, skor muhtemelen 5 ya da 6 olurdu. Ama Norveç’in 50 bin nüfuslu kasabasının takımı, üç gol gerideyken bile koşmaktan, mücadele etmekten, sistemini oynamaktan vazgeçmiyor.

Bu tablo bize şunu anlatıyor:
Biz her hafta hakemi, federasyonu, yönetimi konuşuyoruz. Hatta futbol programlarından futboldan başka her şeyi konuşuyoruz. Ama kimse “neden bizim bir sistemimiz yok?” diye sormuyor, soramıyor.
Her hafta “VAR” konuşuyoruz, “Yapı” konuşuyoruz, “transfer bombası” o konuşuyoruz bu konuşuyoruz… Oysa Norveç’in karlar altındaki kasabasında insanlar, sistem kurarak bir futbol kültürü inşa ediyorlar. Bodo Glimt’in en çok kazanan futbolcusu bizim yorumcular kadar bile kazanamıyordur büyük ihtimal.

Kastamonu, Taşköprü, Tosya kadar nüfusa sahip bir yerden çıkan bu başarı, sadece futbol değil; bir kültür devrimi.

Bodo Glimt’i Görüp Utanmalı Türk Futbolunun İçinde Olanlar

Küçücük bir kasaba, dünyanın en büyük kulüplerine kafa tutabiliyorsa, mesele para değil.
Mesele sistem, sabır ve liyakat. Bugün Kastamonu’da, Taşköprü’, Tosya, hatta Kastamonu kendi liglerinde bile bir sistem kurup mücadele edemiyor. Her yıl aynı sıkıntılar yaşanıyor. Türk futbolunun yeniden yapılanması gerektiğini gösteren bir örnek var: Bodø/Glimt modeli.

  Türk futbolunu yöneten herkesin, bu kasabanın hikâyesini okuması, hatta üniversitelerde tez konusu yapması gerekiyor. Çünkü kutup soğuğunda bile futbol filizlenebiliyor ve bir sistem inşa edilebiliyorsa, Türkiye’de artık mazeret kalmamıştır.

Türkiye’de kulüpler de, siyasi partiler de, il ve ilçeler’de, dernekler de kısaca her şey kişilere endeksli. ‘Ben olmadan olmaz’ diyenlerin işlettiği bir sistemimiz var ve toplum olarak “Saldım Çayıra Mevla Kayıra” anlayışıyla hareket ediyoruz.

Allah (C.C) sonumuzu hayretsin.

Selam ve dua ile….

 

Ertuğrul Köse

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.