Takı için 11 Aile Bir Çeyreğe Girdi: Ekonomik Gerçekler Düğün Takılarına da Yansıdı!
İstanbul’da bir düğünde 11 aile bir araya gelerek yalnızca bir çeyrek altına girdiler. Bu durum, geçmişten bugüne yaşanan ekonomik değişimin en çarpıcı göstergelerinden biri olarak yorumlanabilir.

Bir Çeyrek Altın, 11 Aile: Düğün Takısı Bile Ortaklaştı
İstanbul’da yakın zamanda yaşanan bir düğünde ilginç bir olay yaşandı. Düğüne katılan 11 ayrı yakın aile, yine yakınlarının düğünü için yalnızca bir adet çeyrek altın alarak hep birlikte takıya girdiler. Tıpkı kurbana girer gibi. Her bir aileye yaklaşık 630 TL maliyet düşen bu ortak takı, ekonomik şartların vatandaş üzerindeki etkisini gözler önüne sermesi açısından son derece önemli.
Eskiden her aile kendi çeyrek altınını alıp takarken, artık kurban keser gibi “hisseli takı” uygulamaları uygulanmaya başlandı. Düğünlerdeki bu yeni alışkanlık, toplumun yaşadığı ekonomik daralmanın gündelik yaşama nasıl sirayet ettiğini net bir şekilde gösteriyor.

90’lı ve 2.000’li Yıllarda Düğünlerde Herkes Çeyrek Takardı
Geçmişteki ekonomik refah seviyesini hatırlatmakta fayda var. Özellikle 1997–1998 yıllarında, Efsane Başbakan Erbakan Hoca’nın Başbakanlık yaptığı Refah-Yol döneminde, ekonomik koşulların bugüne kıyasla çok daha elverişli olduğunu hatırlatmak istiyorum.
1995 yılında askerden gelmiş ve Ülker’de asgari ücretle işe girmiş ve de 1998 yılında evlenmiş birisi olarak; hatırladığım kadarıyla o dönemlerde çeyrek altının fiyatı yaklaşık 4-5 milyon civarındaydı. Asgari ücrette 45 -46 milyon civarındaydı. (eski para birimiyle). Bir memurun ya da sıradan bir çalışanın maaşıyla rahatlıkla 10-12 çeyrek altın alınabiliyordu. Hatta bizim 3 ayda bir ikramiyemiz vardı, birde 104 saat mesai yaptığımızda bir maaş daha alırdık, ikramiye ayına denk gelince 3 maaş birden almış olurduk. Kredi kartı nedir bilmezdim. Hep nakit harcardım. Paraları çekyatın altına zulalardım. Yakın akraba ve arkadaş düğünlerinde hep çeyrek altın alır takardım. Düğünlerde neredeyse her davetli cebinden çeyrek çıkarır, inanın para takmak pek yaygın değildi. Üstelik bu durum sadece yakın akrabalar için değil, komşular ve tanıdıklar için de geçerliydi.
Dediğim gibi ben 1998 Aralık ayında evlendim. Benim düğünde 58-60 çeyrek altın takılmıştı. Paralardan halka yaptırılmıştı. Ona rağmen çok fazla takı takılmadı demiştik. Bugün 60 çeyrek nerden baksan 450 bin civarında. O zamanlar gram takmak ayıp sayılırdı ve de takı olarak gram akla bile gelmezdi bile. Bugün bizim gibi sıradan düğünlerde en fazla 3-5 çeyrek ya var, ya yok. O da hisseli çeyrek baksanıza..
Günümüzün Ekonomik Gerçeği: Çeyrek Artık Lüks
Bugün geldiğimiz noktada ise bir çeyrek altın yaklaşık 7.000 TL civarında seyrediyor. Asgari ücretin 22.000 TL olduğu bir dönemde, 3 çeyrek alınabiliyor. Sadece bir çeyrek altının bile bu denli yüksekte olması, çeyrek altından takı yapmanın halk için artık bir yük haline geldiğini ve 11 kişi ortak girerek çözüm üretmeleri gelinen son durumu gözler önüne seriyor.
Eskiden bir maaşla 10 -12 çeyrek alınabiliyorken, şimdi bir çeyrek için bile aileler bir araya gelmek zorunda kalıyor. Bu da, toplumda yeni bir “hisseli dayanışma” türünün ortaya çıktığını gösteriyor.

Sosyal Alışkanlıklar Ekonomiyle Şekilleniyor
Düğünler, doğumlar, cenazeler gibi toplumsal etkinlikler, halkın ekonomik durumunu açıkça yansıtan alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Çeyrek altının sembolik bir hediye olmaktan çıkıp lüks bir yük haline gelmesi, sadece ekonomiyi değil, sosyal alışkanlıkları da köklü şekilde değiştiriyor.
Eskiden “Ayıptır, çeyrek takmadan gidilmez” denirken, bugün “Birlikte alsak yeter” deniyor. Bu da toplumun tüketim alışkanlıklarında değil, aynı zamanda onur, saygı ve gelenek anlayışında da ciddi bir dönüşümün habercisi olabilir.
“11 ailenin bir çeyrek’e ortak girmesi” olayı sadece bir düğün anısı olarak değil, toplumun ekonomik hafızasına işlenmesi gereken bir göstergesi olarak değerlendirmek gerekiyor. Hisseli çeyrek altınlar, sadece altının değil, ekonominin acı gerçeğini hatırlatıyor bizlere. İnşallah kısa sürede bu badireleri atlatıp daha refah seviyemizin arttığı günlere, daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli dönemlere gireriz inşallah…
Selam ve dua ile…
Ertuğrul Köse