Deprem: İstanbul’u ve İstanbulluları Allah Korudu
İstanbul Silivri açıklarında 3.9 ile başlayan 6.2 ile zirve yapan ve art arda 5.9 ve 4’ün üzerinde 7 civarı depremle sarsılan İstanbul’u ve İstanbulluları Allah (c.c) korudu. İnşallah daha da korumaya devam edecektir.

Depreme Güneşli’de arabanın içinde park halinde yakalandım. Arabayı bir kargo şubesinin önüne park ettim ve çocuğun kargoyu vermesini beklerken İnanılmaz bir sarsıntı oldu. Önce ne olduğunu anlayamadım, birisi arabayı sallıyor sandım. Karşımdaki dükkanın camından yanımdaki minübüsü gördüm ki öyle bir sallanıyordu ki sanki beşik sallar gibiydi. Oğlumda kargo firmasına girmişti. Birden sokak insan dolmaya başladı. Sarsıntının şiddetinden en az 5.5 civarı olabileceğini düşünerek hemen ilk iş evdekileri aramak istedim ama ne mümkün. Telefonlarda anında hizmeti durmuştu. Tıpkı Bursa İnegölde yakalandığım 2019 Silivri depremindeki gibi. Her depremde bu GSM Operatörleri tartışılıyor ama hiç bir ilerleme de olmuyor maalesef. Lafa gelince mangalda kül bırakmıyorlar ama insanın en zor anında hiç bir işe yaramıyorlar. Hadi bir kez oldu. Hepiniz bir araya gelin ve bir çözüm üretin ki insanlar panik yaşamasın.
Allah hepimizin yardımcısı olsun. Teknoloji çağında telefonlar çalışmıyor, internet çöküyor. Vatandaşın en zor anında çoluğuna çocuğuna ulaşamıyorsa gelişmesin bu teknolojiniz eyyy Tukcell, Türk Telekom ve Vodafone
Deprem sonrası Güneşliden eve 3-4 km’lik yolu gelmek büyük sıkıntı oldu. Millet yollarda, araçlar yollarda. Peki çok şükür bir bina dahi yıkılmamasına rağmen telefonların çekmemesi ve trafiğin bu kadar yoğunlaşması akıl alır gibi değil. Ya tersi olumsuz bir durum olsaydı nasıl olacaktı İstanbul’un hali hafızam almıyor.
Siyaset HİZMET ETME SANATIDIR ama bizde TARTIŞMA SANATINA döndü maalesef. 7/24 saat tartışmadan başka bir şey üretmiyoruz. Türkiye kutuplaştı ve ikiye bölündü. Ne olursa olsun yek vücut olamıyoruz artık. Yangın olur, deprem olur onlarca kişi ölür, İktidar tarafı muhalefeti, Muhalefet tarafı iktidarı suçlar. Hiç kimse suçlu değil, haksız değil, hiç kimse de eksik yok, hiç kimse sorumluluk almaz. Bu durumda orta yolda yok maalesef. Ya iktidar tarafında ya muhalefet tarafında olmak zorundasın. Yoksa ne İsa’ya Ne Musa’ya yaranıyorsun.!
Deprem oluyor ama milyonlarca insanın gidebileceği bir boş yer yok maalesef. İnsanlar sokaklara dökülüyor ama kim ne yapacağını bilmiyor, bilemiyor. Saldım çayıra Mevlam kayıra. Uzun süre sokaklarda kaldık ama çokta soğuk olduğundan bayağı üşüdük. Birde 80’i aşmış anne baba olunca daha da sıkıntı. Tabi 6 Şubat depreminde kışın ortasındaki kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları daha iyi anlamış olduk. Herkes kendi derdine düşüyor. Belirli bir süre sonra çok büyük sıkıntı olmadığından eve girmek durumunda kalıyorsun bir şekilde. Yazlığı olanlar ise biraz daha şanslı tabi ki…
Sabah evden çıkarken herkes de olduğu gibi benimde ne planlarım vardı, ne işlerim vardı. Vakit bulunca da Annemi doktora götürecektim hatta doktoru bile aramıştım. Hanım bugün 23 Nisan gezmeye gidelim demişti ama işim var diye ret etmiştim sabah. Ama tüm işler, tüm planlar, tüm randevular, tüm telaşlar, tüm yoğunluklar depremle beraber sona eriverdi. O saniyeden itibaren ne iş kaldı ne randevu, ne ziyaret ne şu, ne bu… Adeta ölüm ile burun burunasın
Şunu açık açık söylemek isterim ki bu depremde İstanbulu ve İstanbulluları Allah korudu. Bu sarsıntıya ve 6.2’lik şiddete rağmen; yıllardır binlerce çürük bina var denilmesine rağmen bir bina yıkılmadıysa ve kimsenin burnu kanamadıysa bu bizlere Allahın bir lütfu ve uyarısıdır. Ama inşallah son uyarısı değildir.
Yoksa 2-3 gün, bilemedin 4 gün bu depremi konuşuruz sonra hasretle günlük kavgalarımıza döneriz bir şekilde. 15-20 yıldır İstanbul’da 250 bin çürük bina var, depremde 1 Milyon kişi ölebilir cümlelerini duymaya devam ederiz. Biz vatandaşlarda kavga edenlere haklı haksızlığına göre değil de siyasi düşüncelerimize göre bakıp ölümüne sahip çıkarız(!)
PROFESÖRLER BİLE ANLAŞAMIYOR VATANDAŞ NE YAPSIN Kİ?
İki deprem uzmanının yaptığı açıklamaya bakınız.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy:
Başka bir deprem riski yok. Marmara’da bitti depremler.
Prof. Dr. Naci Görür:
Büyük deprem geliyorum diyor. Yetkilileri İstanbulla ilgili bir kez daha uyarıyorum. Kaybedecek zamanımız yok, kalmadı.
Naci hocam zaten insanlar tedirgin, ne yapacağını bilemez ve panik durumunda iken daha büyük deprem geliyor demek ağlayan çocuğa sus diye tokat atmak gibi bir şey olsa gerek. Bu maçı Galatasaray mı kazanır, yoksa Fenerbahçe mi kazanır tartışması yapmak gibi bir Prof. Deprem riski yok derken bir Prof. ise daha büyük deprem geliyor diyor ise biz hangisine inanacağız hangisine güveneceğiz? İkisi de bilim adına konuşuyor, ikisi de kitaba göre konuşuyor. En azından bu deprem konusunda bari tartışma yapmasak.
Aslında Devlet tıpkı Japonya gibi en kötü senaryoya göre yani 7.2 deprem bekleniyorsa önlemini 7.5’e göre alır. Sistemini ve mimarisini buna göre yapar. Ama bizde bugüne kadar böyle bir durum olmadı bundan sonra olmayacakta.
1999’da deprem olduğunda Deprem dede lakabını alan Ahmet Mete Işıkara vardı. İnsanlar Deprem dedenin konuşmalarından dolayı rahatlardı. Şimdiki hocalar insanı daha da paniğe sokuyor.
Devletimizin ve yönetenlerimizin; İstanbul’da şu kadar çürük veya eski bina var demenin bir kıymeti yoktur. Devletimizin biz bu binaları yıkmaya ve sizi de şuralara yerleştirmeye geldik demesi gerekiyor. Bu durum vatandaşın inisiyatifine bırakılacak bir konu değildir asla.!!!
Bu arada arayan soran, merak eden tüm eş dost, arkadaşlara, abilere ve kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Şimdilik sıkıntı yok, inşallah bundan sonra da olmaz.
Allahım yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım diler ve yalnız sana sığınırız. Sen bizleri koru ya rabbil alemin
Selam ve dua ile…
Ertuğrul Köse