Sekiz Asırlık Çınarın Gölgesinde Bir Miras: Beldeğirmeni Tarihî Çınaraltı Camii Yeniden Hayat Buldu
Bozkurt – İnebolu yolu üzerinde, denizle çınarın arasında saklı bir hazine: Beldeğirmeni Tarihî Çınaraltı Camii. Ahşap mimarisi, vakıf geleneği ve sekiz asırlık çınarıyla Kastamonu’nun en özgün yapılarından biri yeniden göz kamaştırıyor.

Sekiz Asırlık Çınarın Gölgesinde
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi sınırlarında, İnebolu yolu üzerinde 12. kilometrede yer alan Beldeğirmeni Köyü, hem doğasıyla hem de tarihiyle göz dolduruyor. Köyün deniz kıyısında yer alan Tarihî Çınaraltı Camii, adını gölgesinde yükseldiği yaklaşık 800 yıllık dev çınardan alıyor. Tabiat anıtı olarak tescillenmiş bu çınar ağacı, sadece doğal bir güzellik değil, aynı zamanda camiye adeta tarihî bir çerçeve sunuyor.
1903 yılında köy halkından Kösebeşezâde Hacı Yakup Ağa tarafından yaptırılan cami, mimarisi ve detaylarıyla dönemin ahşap işçiliğini yansıtan önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor.
Vakıf Kültürünün İzleri Taş Duvarlara Kazınmış
Caminin yapımından kısa süre sonra, 1905 yılında tanzim edilen vakfiye sayesinde caminin yaşaması ve görevli personelin ücretlerinin karşılanması hedeflenmiş. 1323/1905 tarihli vakfiyeye göre, alt katta yer alan dükkânların gelirleri caminin ihtiyaçları için ayrılmış. Bu dükkanlar hâlâ yapının alt katında mevcut.
Vakıf işlerini yürütmekle de Karagüllezâde Hacı Mehmet Efendi görevlendirilmiş. O dönemde köyün adı arşiv belgelerinde “Niğerze”, caminin bulunduğu alan ise “Değirmenönü” olarak geçmekteydi.
Ahşap Mimari ve Geometrik Zarafet
İki katlı tamamen ahşap yapı olarak inşa edilen caminin alt katı ticari amaçlarla kullanılırken, üst kat ibadethane olarak tasarlanmış. Kuzey kısmındaki girişten merdivenle ulaşılan bu ibadet bölümünde, mihrap, minber ve mahfil gibi detaylarda yıldızlı ve geometrik motiflerle bezeli geleneksel süslemeler dikkat çekiyor. Özellikle minberin üzerindeki Besmele yazısı ve altında yer alan 1317 tarihi, caminin estetik ve tarihi değerini artırıyor.
Dış cephesi aşı boyalı olan cami, tıpkı Kastamonu’nun eski konaklarında olduğu gibi sıcak bir karaktere sahip. Çatısında ise bölgede yaygın olarak kullanılan kayrak taşı tercih edilmiş. Bu detaylar, camiyi bölge mimarisinin canlı bir örneği hâline getiriyor.
Restorasyonla Geri Dönen Sessiz Miras
Zaman içinde bakımsız kalan ve uzun yıllar kapalı durumda kalan cami, 2007 yılında köy tüzel kişiliğinden alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. 2017 yılında yapılan kapsamlı restorasyon sayesinde cami yeniden hayat buldu.
Bugün artık Beldeğirmeni Köyü Tarihî Çınaraltı Camii olarak anılan yapı, hem inanç turizmi hem de kültürel miras açısından önemli bir durak hâline geldi.
Kastamonu Haber ekibimiz olarak ziyaret ettiğimiz bu eşsiz yapı, gölgesinde dinlenilen çınarıyla, vakıf geleneklerini yaşatan detaylarıyla ve ahşabın estetiğiyle gelecek nesillere aktarılması gereken değerli bir mirastır.
Saklı Kalmış Bir Değer Daha Gün Yüzünde
Kastamonu’nun köylerinde, vadilerinde, yollarının kıyısında böylesine nadide değerler hâlâ ayakta duruyor. Beldeğirmeni Tarihî Çınaraltı Camii, sadece bir ibadethane değil; aynı zamanda bir köyün belleği, bir dönemin estetik anlayışı ve Türk-İslam vakıf kültürünün yaşayan bir temsilcisidir.