Müslüman’ın Özelliği Nedir (Bir Müslümanda Bulunması Gereken Vasıflar Nelerdir?)
Mü’min, müslüman, müttaki dava adamında, tebliğcide bulunması gereken bazı vasıflar var. Bu vasıflarda her hangi biri veya birkaçı eksik olursa o dava adamı, eksik olur, tam donanımlı olmaz. Anlattığını kendi yaşamadığı için muhatabına tesir etmez. Bu dosdoğru yolu, (sırat-ı müstagıym) anlatacak, tebliğ edecek, Mücahit ve Mücahidelerde bu vasıfların bulunması zaruridir. Bu vasıflar şunlardır:
1- İman Nedir?
İnanmak, itikat etmek demektir. İman, bir dava adamının, bir mü’minin olmazsa olmazıdır. Zira inanmayan biri, kime, neyi anlatacak. Kur’an-ı Kerim’de imanla ilgili olarak şöyle buyrulmuştur:
“Ey insanlar! Peygamber size Rabbibizden hakkı (gerçeği) getirdi. O halde, kendi iyiliğiniz için iman edin. Eğer inkar ederseniz bilin ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır (cc). Allah (cc) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir”. (Nisa 170).
2- İlim Nedir?
İlim, bilmek, malumat sahibi olmak demektir. Anlatılacak konu iyi bilinmeli, konu üzerinde tereddüt, kaygı olmamalı. Hem ilmihal bilgilerine,hem dinimizin genel kaide ve kurallarına vakıf olunmalı. Muhatabımızı dini ve ilmi olarak ikna edebilecek bilgi birikimine sahip olunmalı. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyurmuştur:
(Böyle bir kimse mi Allah (cc) katında makbuldür), yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”. Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar “. (Zümer 9).
3- İhlas Nedir?
Samimiyet, samimi olmak, her şeyi Allah (cc) rızası için yapmak demektir. Tebliğ, davet ve cihat yapılırken, hiç kimseden karşılık beklenmemeli, her şey Allah (cc) rızası için yapılmalı. Başkası beğensin, takdir etsin, alkış yapsın diye yapılan çalışmalar, ihlasla yapılmış sayılamayacağından, Allah (cc) böyle yapılan çalışmalara bereket vermez. Karşılığını da bu dünyada (alkış olarak, aferin olarak, takdir edilerek) aldığı için ahirette sevap ve mükafattan mahrum kalır. İhlas ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“ De ki: “İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah (cc) onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah (cc) her şeye hakkıyla gücü yetendir”. (Al-i İmran 29).
4- İttika Nedir?
Allah’tan (cc) korkmak, emir ve nehiyler konusunda azimetle amel etmek demektir. Allah’tan (cc) korkmayan bir kişi, zaten diğer vasıflara da haiz değildir demektir. Dava adamında Allah (cc) korkusu daima birinci planda olmalıdır. Aksi halde görev ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getiremez. Takva sahipleri ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Eğer Allah’tan (cc) korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir anlayış verir. Suçlarınızı örter ve bağışlar. Çünkü Allah (cc) büyük lütuf sahibidir “. (Enfal 29).
5- İttifak Nedir?
Bir olmak, beraber olmak ayrı baş çekmemek demektir. Tebliğ, davet ve cihat hareketi tek başına yapılacak bir ibadet değildir. Teşkilat olarak, teşkilat prensiplerine uygun olarak yapılan bir ibadettir. Teşkilatta her bireyin ayrı bir görevi olur. Esas olan, başka birimin görevine müdahale etmeden, emir komuta zinciri içersinde,kendi görevini hakkıyla, eksiksiz ve zamanında yapabilmektir. Benim düşüncem daha iyi, böyle yaparsam daha faydalı olur gibi verilen emre itaat etmeden yapılan icraat isabetli olsa bile bereketsiz olur. Aslolan üstünün emirlerine tabi olmak, alttakilerin de icraatlarını kontrol ve takip etmektir. Teşkilatta söylem ve eylem birliği esastır. Yüce Allah (cc) bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Ve hepiniz Allah’ın (cc) ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın, fırkalara ayrılmayın. Ve Allah’ın (cc) sizin üzerindeki ni’metini hatırlayın. Siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi. Böylece O’nun ni’meti sayesinde kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah (cc) ayetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz “. (Al-i İmran 103).
6- Güzel Ahlak Nedir?
Müslüman her şeyden önce güzel ahlaklı olmalıdır. Peygamber Efendimiz (sas) Kur’an-ı Kerim’de güzel ahlakı ile övülmüş, üsve-i hasene (güzel ahlaklı örnek şahsiyet) olarak bize örnek gösterilmiştir. Her konuda olduğu gibi ahlak konusunda da Peygamber Efendimizi (sas) örnek almalıyız. Anlattığımız her şey, yaptığımız her şey doğru olsa bile ahlakımız güzel değilse, çok kırıcı ve kaba isek, muhatabımıza karşı saygılı ve dürüst değilsek yapılan çalışmalar başarıya ulaşmaz. Zira muhatabımız, anlattığımızı kabullendiğinde bizim gibi olmayı hayal eder. Ahlaken de bizi tasvip etmiyorsa başarı elde edemedik demektir. Cenab-Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur:
“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiş”. (Fussılet 34).
7- İhsan Nedir?
İhsan, her yaptığı işi,sadece Allah (cc) rızası için, sanki Allah’ı (cc) görüyormuşcasına yapmak demektir. Zira biz Allah’ı (cc) göremesek de Allah (cc) bizi görüyor. Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz Allah (cc), kendisine karşı gelmekten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir”. (Nahl 128).
8- İstişare Nedir?
İstişare, ehil kişilere danışmak, meşveret yapmak demektir. Bir konu ehil kişiler tarafından enine boyuna tartışılır, görüşülür, herkes fikrini beyan eder, toplantı sonunda istişare başkanı karar verir ve tüm istişare üyeleri ve dava erleri o karara saygı duyarlar ve o kararı uygularlar. İstişare etmeden bir şey yapmak, sonucu doğru bile olsa ilkelere uyulmadığı için cezayı gerektirir. İstişare ile ilgili Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın (cc) rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Attık sen onları affet. Onlar için Allah’tan (cc) bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a (cc) tevekkül et (O’na dayanıp güven). Şüphesiz Allah (cc), tevekkül edenleri sever”. (Al-i İmran 159).
9- İtaat Nedir?
Tabi olmak, söz dinlemek, uymak anlamlarına gelir. Başkana, lidere, nefsi, Allah’ın (cc) emir ve nehiylerine muhalif bir emir vermediği müddetçe itaat farzdır. Verilen emir, zamanında, gönül koymadan, yüzünü ekşitmeden dava aşkı ile eksiksiz yerine getirilir.
Bu konuda Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Allah’a (cc) itaat edin, Peygamberlere itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de itaat edin. Her hangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a (cc) ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah (cc) ve Rasülüne arz edin. Bu, daha iyidir. Sonuç bakımından da daha güzeldir”. (Nisa 59).
10- İnfak Nedir?
İnfak, Allah (cc) yolunda harcamak demektir. Cömertlik dinimizde övülmüş, cimrilik ve savurganlık da yerilmiştir. Hiçbir Peygamber, hiçbir veli cimri ve savurgan olmamıştır. Yüce Allah (cc) kullarına verdiği nimetler ile onları imtihan eder. Sosyal dengenin oluşması açısından Allah (cc) zekatı farz kılmış, sadaka vermeye de teşvik etmiştir. “Veren el, alan elden üstündür” buyurarak, Peygamber Efendimiz (sas) de infakın önemini belirtmiştir. Bu konuda Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Hiç bir alışverişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah (cc) yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta kendileridir”. (Bakara 254).
11- Nefis Terbiyesi Nedir?
Baş düşmanlarımızdan olan nefsimizi terbiye etmemiz gerekiyor. Nefis terbiye edilirse ruhun seviyesine ulaşır ve ruhla dost olurlar. Yok eğer terbiye edemezsek sürekli şeytan ile işbirliği yaparak bize düşmanlığını artırır ve yolumuzdan sapmamıza, doğru yoldan ayağımızın kaymasına sebep olur. En iyi nefsi terbiye etmenin yolu, istikameti doğru olan bir mürşid-i kamilin eğitimine tabi olmaktır. Bu konuda Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir”. (Şems 9).
12- Sadakat Nedir?
Sadakat, sözünde durmak, doğru olmak, vefalı olmak anlamlarına gelir. Çıktığın yola sadık kalmak, verdiğin sözde durmak, yol arkadaşların ile uyumlu olmak, hep sadakat ile ilgilidir. Verdiği sözde durmayan, davasına, arkadaşlarına, liderine sadık kalamayandan dava adamı, tebliğci, Mücahit olmaz. Zira her şeyden önce doğru olmak, dürüst olmak icabeder. Bu konuda Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Sana biat edenler ancak Allah’a (cc) biat etmiş olurlar. Allah’ın (cc) eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a (cc) verdiği sözü yerine getirene, Allah (cc) büyük bir mükafat verecektir”. (Fetih 10).
Bekir AYDIN
İlahiyatçı Yazar