enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Evlenenlerin Birbirlerinin Aileleri İle İlişkisi Nasıl Olmalıdır (Evlilikte aile ne kadar önemli?)

Yeni yuva kuran çiftlerin aileleri, çocuklarını ebedi olarak kaybedeceklerini sanırlar. Bu duygusallık genelde kız aile tarafından yaşanırken, erkek aileleri tarafından da yaşanmıyor değil. İşte bu nedenle “Evlenenlerin yani eşlerin ailelerle İlişkileri nasıl olmalıdır sizler için araştırdık…

Evlenenlerin Birbirlerinin Aileleri İle İlişkisi Nasıl Olmalıdır (Evlilikte aile ne kadar önemli?)
30 Haziran 2022 12:08 | Son Güncellenme: 30 Haziran 2022 12:09
A+
A-

EŞLERİN AİLELERLE İLİŞKİLERİ

Kişiye doğup büyüdüğü, her türlü terbiye ve eğitimini aldığı ailesinden ayrı kalmak yeni evli çiftlere elbette zor gelir. Bir taraftan aileden ayrılmanın hüznü yaşanırken, bir taraftan da yeni kurdukları yuvaya alışmanın, kendileri de bir aile olmanın heyacanını yaşarlar ve mutlu olmak isterler.

Yeni yuva kuran çiftlerin aileleri, çocuklarını ebedi olarak kaybedeceklerini sanırlar. Bu duygusallık genelde kız aile tarafından yaşanırken, erkek aileleri tarafından da yaşanmıyor değil.

“KUŞ YUVADAN UÇTU” NE DEMEK?

Kız tarafı tarafından “kuş yuvadan uçtu” tabiri asla yadırganmamalı. Erkek tarafının da “yeni bir takım sorumlulukları olacak, acaba altından kalkabilir mi?” gibi endişeleri de aynı cinsten duygusallıktır. Hemen her aile çocuklarının hayatları boyunca hiç sıkıntı çekmeden mutlu ve huzurlu bir ömür sürmelerini ister. Bunun için de çocuklarının saadeti için ellerinden gelen gayreti gösterirler. Bu nedenle de samimi bir şekilde çocuklarının yakınlarında olmalarını isterler. Güya onların sıkıntılı günlerinde onların yanlarında olmak, sorunlarına çözüm üretmek amacıyla hamilik görevi üstlenmek isterler. Ama bu düşünce ve uygulamalar ne yazık ki çoğu zaman iyi netice vermiyor, bilakis yeni yuva kuran çiftlerin birbirlerine alışıp ısınmalarını, bir sorunla karşılaştıklarında onların çözüm üretebilme kabiliyetlerini sınırlamış oluyor. Yeni aile kendi ayakları üzerinde durmak yerine, sürekli ailelerinin desteklerini bekler duruma geliyorlar. Bu da özgüveni olmayan, elinden bir şey gelmeyen, bir sorunu çözmeye odaklanmayan yeni bir aile türemesine sebep oluyor.

Yüzme suda, şoförlük arabada, yürümek yolda öğrenildiği gibi, anne baba olmak, aile içerisindeki sorumlulukları öğrenip yapmak da ailelerindeki öğrendiklerini kendi evlerinde uygulama ile olur. Kendileri yaptıkları yanlışı tecrübe ederek sonrasında doğru yapmayı öğrenirler ve hayatı cam fanustan seyretmek yerine yaşayarak öğrenirler. Bunun onlara fırsat verilmelidir.

Yeni aileye müdahale bazen kız tarafından, bazen de erkek tarafından gelebilmektedir. Bu müdahaleyi güya her iki taraf da iyi niyetle, yardım etmek amacıyla sahiplenme duygusuyla yaparlar. Ama iyi bilinmelidir ki, yeni ailenin sahibi ne kız ailesidir, ne erkek ailesidir. Bu ailenin sahibi aileyi kuran yeni çiftlerdir.

Yeni evlenen çiftler de düğünden hemen sonra düğünlerine iştirak eden misafir ve akrabalarına teşekkür amaçlı ziyaretlere başlarlar. Bu ziyaretler bazen o kadar uzun süreli olur ki yeni çiftler kendilerine vakit bulup kendi evlerinde kalamazlar. Dışarda oldukları gün sayısı evlerinde olduklarından fazladır. Bir gün kız tarafına bir gün erkek tarafına. Derken günler gelir geçer de yeni çiftler kendi evlerinin sıcaklığını hissedemezler. Tüm akraba ve arkadaşları yeni çiftleri misafir etmekten, ağırlamaktan mutluluk duyarlar. Ama bu ziyaretlerin de dozunu fazla kaçırmamak gerekir. Yakın akraba, arkadaş hatta ebeveynler olsa bile sık ziyaretlerle onlara bıkkınlık vermemek gerekiyor.

Samimiyet bazen o dereceye varıyor ki çat kapı misafirliğe gidiliyor. Halbuki bir ailenin vakti müsait olduğunda diğer ailenin daha önceden plan programı olabiliyor. Bu yüzden ziyaretlerde de en azından önceden haber vermek gerekiyor.

Tabii ki çok sık gerçekleştirilen bu ziyaretler zamanla seyrekleşiyor. Daha önce evlatlarını sık görmeye alışan ebeveynler yeni çiftleri yine bekliyorlar. Bu sefer kız tarafına gidildiğinde erkek tarafı, erkek tarafına gidildiğinde de kız tarafı kıskanmaya başlıyor. Hayat şartları artık geçim sorumluluğunu üstlenen yeni çiftlere o kadar sık gezme hakkı tanımıyor artık. Bundan dolayı da ebeveynlerde kırgınlıklar, dargınlıklar başlıyor.

 Anlaşamayan eşler ne yapmalı?

Aile bağları korunurken denge gözetilmelidir. Aileler elbette ziyaret edilecek, onlar da davet edilip ağırlanacak. Özellikle yaşlı ve hasta olanlar ziyaret edilip, onların ihtiyaçları görülüp hayır duaları alınacak. Ancak bu ziyaret ve kabullerde asla ifrat ve tefrite kaçılmayacak. Yani bu ziyaretler ne aylarca süren bir duyarsızlık, ne de her hafta usandırıcı bir hal almamalıdır.

Her iki taraf da yeni evli çiftlere çok sık gitmemeli, onlara birbirlerine alışmaları ve ısınmaları için fırsat vermelidirler. Onların da kendilerine göre plan ve programlarının olabileceği unutulmamalıdır.

Özgüveni olan, kendi ayakları üzerinde durabilen, ahlâki prensipleri önemseyen, ailelerinden aldıkları eğitimle kendi bilgi birikimlerini birleştirerek topluma müsbet katkılarda bulunan bir aile oluşması için eş dost, arkadaş, akraba, ebeveynler olarak topyekün mücadele etmemiz gerekiyor. Ama asıl görev de ailenin mutlu ve huzurlu bir şekilde devamını sağlamak yeni çiftlere düşüyor.

Bekir AYDIN
Aile Danışmanı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.