Diyarbakırlı Filozof Ramazan Pişkin Hoca Kimdir (Ramazan Hoca Neden Öldürüldü?)

Bismillâhirrahmânirrahîm;

DİYARBAKIRLI BİR FİLOZOF

Esselâmü aleyküm! Aziz dostlar!

Bilindiği üzere belki bir haftadır sosyal paylaşım sitelerini Diyarbakır’da “Filozof” ünvanı ile tanınan Ramazan Pişkin meşgul ediyor. Öğrenebildiğim kadarıyla kadarı ile çok farklı ve ilginç bir kişilik. Boş bir insan olmadığı belli oluyor.

Ramazan Pişkin, fakir ve gariban bir ailenin çocuğu… Diyarbakır’ın manevi havasından etkilenmiş. Başlangıçta mezarlık temizliği ve benzeri işler yapmış. Diyarbakır’a gelen yerli ve yabancı turistlere Ulu Cami’de İslâm’ı anlatmaya başlamış. Etkileyici bir anlatımı var.

Saf ve samimi özelliği sebebi ile anlattıklarına pek çok kişi ilgi duymuş. Konuşmaları videoya çekilmiş. Bazı yerel TV’ler onu stüdyolarında konuk etmişler. Halk arasında karşılığı olan bir insan haline gelmiş. Sosyal paylaşım sitelerinin fenomeni olmuş.

Son olarak İstanbul Fatih’te bir çay ocağı açmış. Çay, tost, simit satarak geçimini temin etmeye çalışmış. Orada da İslâmî görüşlerini, sosyal olaylar konusundaki düşüncelerini ifade etmeye çalışmış. Ramazan Pişkin İslâmî mesajlar verdiği için “hoca” olarak da anılmış.

BU YETENEKLERE SAHİP ÇIKMALI

Kardeşler!

İstanbul’da iş yeri durumundaki çay ocağında namaz kılarken Ramazan Pişkin bir saldırıya uğradı. Üç bıçak darbesi sonucu hayata veda etti. Katili kısa süre içinde bulundu. Bu olay dışında 9 ayrı olaydan suçlu bulunduğu basına yansıdı.

Ramazan Pişkin Hoca, Diyarbakır’da toprağa verildi. Dünya sürgününden kurtuldu. Rabbine kavuştu. Bu olayın topluma büyük ibret olması gerektiğini düşünüyorum. Önce anlattıklarına rağbet edilmesi konusunu ele alalım. Demek ki bu alanda boşluklar var.

Toplum, bir olayı etki altında kalmadan olduğu gibi öğrenmek istiyor. Ramazan Hoca olayları sansürsüz anlatmış. Yeri gelmiş Hükümet’in eksikliklerini dile getirmiş, yeri gelmiş Gazze’deki çocukların soykırıma uğraması karşısındaki ilgisizliği konuşmuş.

İnsan vicdanı “zulme” razı olmuyor. Her gün Gazze’dekiler 7/24 bombardımana tabi tutulmasına rağmen Türkiye’deki ve İslâm dünyasındaki yöneticiler bu insanlık dışı vahşet karşısında susuyor. Bir yaptırım uygulamıyor. İnsan vicdanı bu sessizliğe katlanamıyor.

BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER

Kardeşler!

Konuşması gerekenler konuşmaz ve görevini yapmazsa Ramazan Pişkinler konuşmaya ve çözüm bulmaya çalışıyor. Diyanet bu konuda bir boşluk bırakmamalı. DİB mensupları, Hükümet de olsa hiç kimsenin etkisinde kalmamalı. “Devlet”in görevlisi olmalı.

Dini de eğip bükmeden olduğu gibi anlatmalı. Tebliğ, bir hakikatı hiç değiştirmeden, olduğu gibi muhatabına ulaştırmaktır. Görevinin hakkını verenleri tebrik ediyorum. DİB bu konuda yalnız ve yalnız “İslam’ın emirlerinin yanında” olmalı. Dünyevi etkilerde kalmamalı.

Ramazan Pişkin’in saf, samimi, gariban, duyarlı, sevecen ve Anadolu insanının mahcubiyeti içindeki tavrı beni Yunus Emre’nin şu dörtlüğünü hatırlattı: “Bir garip ölmüş diyeler / Üç günden sonra duyalar / Soğuk su ile yuyalar / Şöyle garip bencileyin!”

Ramazan Hoca için “deli” diyen de oldu; “veli” diyen de! “Filozof” diyenler de var. Şu fâni dünyada “deli” olmadan “veli” olunmuyor herhalde! Ramazan Pişkin’e Allah’tan rahmet diliyorum. Böyle kişiler toplumun bereketidir. Allah’a emanet olunuz, can kardeşlerim!

Şakir Tarım

Gazeteci Yazar